sapsız
Look at other dictionaries:
sapsız balta — is. Koruyucusu, dayanağı olmayan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipsiz sapsız — sf. 1) Birbirini tutmaz, anlamsız Beni çocuk, lakırtılarımızı ipsiz sapsız mı buluyordu? R. N. Güntekin 2) Serseri, hayta Ben de amma ipsiz sapsız herif oluyorum ya, bunadım mı nedir? R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
balta — is. Ağacı kesme, yarma, yontma vb. işlerde kullanılan ağaç saplı, demir araç Birleşik Sözler baltabaş ay balta delibalta sapsız balta aşçı baltası hacamat baltası Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller … Çağatay Osmanlı Sözlük
domuz dikeni — is., bit. b. Yaprakları sapsız ve dikenli, çiçekleri etli, otsu bir bitki … Çağatay Osmanlı Sözlük
ipsiz — sf. 1) İpi olmayan 2) mec. Haylaz, serseri, hayta Birleşik Sözler ipsiz sapsız … Çağatay Osmanlı Sözlük
kedi otugiller — is., ç., bit. b. Yaprakları sapsız olan otsu bitkileri, seyrek olarak da çalı durumundaki bitkileri kapsayan bitişik taç yapraklı, iki çenekli bitkiler familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelebek gözlük — is., ğü Burundan tutturularak kullanılan sapsız gözlük, kıskaç gözlük … Çağatay Osmanlı Sözlük
nane — is., bit. b., Ar. naˁnaˁ 1) Ballıbabagillerden, yaprakları sapsız, çiçekleri beyaz veya menekşe renginde, güzel kokulu, yaprakları baharat olarak kullanılan, çok yıllık ve otsu bir kültür bitkisi (Mentha piperita) 2) Bu bitkinin kurutulmuş… … Çağatay Osmanlı Sözlük