savruk

savruk
sf., -ğu
1) Aklını işine vermeyen, dikkatsiz

Tavırları şiir gibi ahenktar olan Leyla, ev hayatında ne kadar savruk, güler yüzü ne kadar abustu.

- R. N. Güntekin
2) Yersiz para harcayan, tutumsuz
3) Düzensiz, dağınık

Savruk bir çalışma.


Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • dikkatsiz — sf. İşinde dikkatli davranmayan, dalgın, savruk, özensiz İnsan tanımayan dalgın, dikkatsiz biletçi de kötüdür. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hesapsız — sf. 1) Hesabı tutulmayan 2) Sayılamayacak kadar çok olan Şimdiye kadar hesapsız vaatlerde bulundu ama hiçbirini tutmadı. 3) mec. Önceden iyi düşünülmemiş, sonu belli olmayan Hesapsız bir işe girişti. 4) mec. Ölçüsüz, tutumsuz, savruk, müsrif… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • langır lungur — zf. 1) Metalsi bir ses çıkararak Araba langır lungur bozuk kaldırımdan geçti. 2) mec. Dikkatsizce, savruk bir biçimde Onun langır lungur söylemesine bakmayın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • savrukluk — is., ğu Savruk olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tertipsiz — sf. 1) Dağınık, düzene konmamış, düzensiz 2) Savruk, dağınık, intizamsız (kimse) 3) zf. Düzensiz bir biçimde …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • İVEDİ — Aceleci, savruk. Çabuk …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”