savuşturmak

savuşturmak
-i
Geçiştirmek, atlatmak

Büyük bir felaketten henüz çıkmış bu adamda küçük bir sokak kavgası veya hafif bir araba kazasını savuşturmuş da şimdi üstünü başını düzeltmeye koyulmuş bir kimse hâli vardı.

- Y. K. Karaosmanoğlu

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • defetmek — nsz, der, Ar. defˁ + T. etmek 1) Kovmak Eğer buraya karşı bir tecavüze kalkışırlarsa defedeceğim. A. Gündüz 2) i Savmak, savuşturmak Tedhiş kasırgasını üzerlerinden defetmek için hiçbir gösterişi esirgemediler. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • savmak — i, den, ar 1) İstenmeyen birini yanından uzaklaştırmak Böylece Arif Ağayı başımızdan savar ve sizinle bir mehtap gezintisi yaparız. R. N. Güntekin 2) i Sıkıcı bir durumu geçirmek, atlatmak, savuşturmak, defetmek Kendini unutturmak ve bu ziyareti… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • savuşturma — is. Savuşturmak işi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tehlike atlatmak — büyük zarar ve sıkıntılara yol açacak bir olayı savuşturmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”