- sayesinde
- zf.
Bir şeyden dolayı, sebebiyle, yardımıyla
Çocuk öğrenmişse, ne yapmışsa Ramazan'ın sayesinde yapmıştı.
- H. E. AdıvarAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çocuk öğrenmişse, ne yapmışsa Ramazan'ın sayesinde yapmıştı.
- H. E. AdıvarÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sayesinde sayeban olmak — istenilen bir şeyi başkasının aracılığıyla elde etmek Sayende sayeban olduk İstanbul şehri / Sayende sebil olduk, aç kaldık, sefil olduk. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Aziz Nesin — Born Mehmet Nusret Nesin 20 December 1915(1915 12 20) Heybeliada Died 6 July 1995(1995 07 06) (aged 79) … Wikipedia
arızalı — sf., esk. 1) Engebeli Ordu arızalı fakat kısa bir yoldan yürüyüşe tekrar başladı. F. F. Tülbentçi 2) Aksayan, işlemeyen, bozulmuş (araç vb.) 3) mec. Yarım yamalak Eniştemizin memuriyet hayatı büsbütün duraklayacağı yerde arızalı seyrine devam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deniz otobüsü — is., den. Tepkili motorları sayesinde, özel hava yastıkları üzerinde hız kazanan ve suya temas etmeden hızla giden, yolcularını kapalı mekân içerisinde taşıyan bir deniz taşıtı … Çağatay Osmanlı Sözlük
eksperlik — is., ği Bilirkişinin görevi, uzmanlık Yusuf Ziya nın yeni mizahçıları keşfeden eksperliği ve patronluğu sayesinde mizah yazarlığı bir meslek hâlini almaya başladı. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
garsiyat — is., ç., esk., Ar. ġarsiyyāt Ağaç dikmeler, ağaçlandırmalar Ruslar arazinin tabiatından istifade ettiler, nihayetsiz garsiyat sayesinde sıtmayı tamamen öldüremedilerse bile şiddetini pek çok kırdılar. R. E. Ünaydın … Çağatay Osmanlı Sözlük
ışıtım — is., esk. İçine yağ konularak ucundaki fitil sayesinde ışık elde edilen kandil … Çağatay Osmanlı Sözlük
katil — 1. is., Ar. ḳātil 1) İnsan öldüren kimse, cani Cinayet mahallinde bıraktığı kâğıtlar sayesinde katilin kim olduğu anlaşılmıştır. S. F. Abasıyanık 2) sf. Öldürücü, ölüme neden olan Katil kurşun. Birleşik Sözler kanlı katil kiralık katil 2. is.,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mizaçgirlik — is., ği Mizaçgir olma durumu Nüfuzlu akrabasından yardım ve kendi mizaçgirliği sayesinde bir iki senede parlamış, büyük bir hariciye memuru olmuş. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
parlamak — nsz 1) Güçlü bir ışık çıkarmak, ışık saçmak O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; / O benimdir, o benim milletimindir ancak. M. A. Ersoy 2) Bir ışık kaynağından gelen ışınları yansıtmak Ayna parlıyor. 3) Tutuşup alev çıkarmak Pof diye gaz… … Çağatay Osmanlı Sözlük