- seninki
- sf.
1) Senin olan, seninle ilgili olan2) zm., tkz. Kadınların kocalarından, kocaların karılarından söz ederken kullandıkları söz3) zm., alay Yakın çevremizde olan bir kimseden söz ederken kullanılan bir söz
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
seninki can da benimki patlıcan mı? — tkz. senin canının değeri var da benimkinin değeri yok mu anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tencere dibin kara, seninki benden kara — kötülük, kusur yönünden sen benden daha betersin anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
Pot calling the kettle black — The phrase Pot calling the kettle black is an idiom, used to accuse another speaker of hypocrisy, in that the speaker disparages the subject for a fault or negative behavior that could equally be applied to him or her, though there is an… … Wikipedia
Sakin Olmam Lazım — Студийный альбом … Википедия
ikinci yarı — is., sp. Karşılaşmalarda iki devreden sonuncusu İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
sen — is. Teklik ikinci kişiyi gösteren söz Birleşik Sözler elimsende Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sen ağa ben ağa, koyunları (veya inekleri) kim sağa? … Çağatay Osmanlı Sözlük
somurulmak — nsz Somurma işi yapılmak veya somurma işine konu olmak Seninki gibi altı yedi seneliği, en ince elyafına kadar rahiyası somurulmuş, artık kalbe, damağa bir şey ihsan etmeyen bayat bir çiçektir. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
tencere — is., Ar. tancara İçinde yemek pişirilen, kapaklı, genellikle metal kap Ocağın külleri üstünde duran tenceredeki fasulyeyi bitirdiler. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler tencere yemeği düdüklü tencere Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tencere dibin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
maraza aramak — çekişmek, olay çıkarmak için bahane aramak İkinci yarıda herkesin dili bir karış dışarı çıktığı, maraza aradığı, çamurlaştığı zaman, seninki, oyuna yeni girmiş gibi terütaze koşar durur. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıp diye — 1) şıp sesi çıkararak 2) ansızın 3) hemen Öyle bir suratla karşılayacak ki seninki hiç istenmediğini şıp diye anlayıp defolacak. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük