serilmek — sarsılmak, sendelemek, yalpa ile dü şeyazmak 1. 196; II, 123 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kalıp gibi serilmek — yorgunluktan upuzun yatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
leş gibi serilmek — kollarını bacaklarını yayarak kımıldamadan yatmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz (veya gözünün) önüne serilmek — görülmek, bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmak İstanbul a bu yükseklikten bakılınca birden gözlerimizin önüne serilir. A. Ş. Hisar … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatağa serilmek — bitkin, yorgun bir durumda yatağa uzanıp yatmak Yorgunluktan yatağa seriliverdim … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz önü — is. Görülebilen, yakın yer Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller göz önüne almak göz önüne getirmek gözünün önünden geçmek gözünün önünden gitmemek gözünün önüne gelmek göz (veya gözünün) önüne serilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
halı — is. Yere veya mobilya üstüne serilmek, duvara gerilmek için, genellikle yünden dokunan, kısa ve sık tüylü, nakışlı, kalın yaygı Pencerelerden Türk kadınlarının dokuduğu halılar ve seccadeler sarkıyor. F. R. Atay Birleşik Sözler halıhane halı saha … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalıp — is., bı, Ar. ḳālib 1) Bir şeye biçim vermeye veya eski biçimini korumaya yarayan araç İstenilen kalıplarda ve istenilen nüanslarda heykeller yapılabilir. P. Safa 2) Biçki modeli, patron 3) sf. Genellikle küp biçiminde yapılmış olan Bir kalıp… … Çağatay Osmanlı Sözlük
leş — is., Far. lāşe 1) Kokmuş hayvan ölüsü Yollarda insan, at ve deve leşleri nadir değildir. F. R. Atay 2) sf. Çok kötü kokan Birleşik Sözler leş kargası gemi leşi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller leş gibi leş gibi sarhoş leş gibi serilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük