- serinlemek
- nsz
1) Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek
Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın.
- R. N. Güntekin2) Hafif soğukluk duymak3) mec. Biraz avunarak ferahlamak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın.
- R. N. GüntekinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yüreği serinlemek — üzüntüsü bir dereceye kadar azalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ferahlamak — nsz 1) Genişlemek, açılmak 2) Serinlemek 3) İç açıcı duruma gelmek Ortadaki masa kaldırılınca oda ferahladı. 4) Sıkıntısı, tasası dağılmak Geçer hepsi geçer elbet / Daralmış gönüller ferahlar. B. Necatigil … Çağatay Osmanlı Sözlük
girenlemek — nsz Hava bulutlanmak, serinlemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
serinleme — is. Serinlemek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
serinleşmek — nsz Serin duruma gelmek, serinlemek, serinlik vermek Artık havalar serinleşiyor, kış geliyordu. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
yürek — is., ği, anat. 1) Kalp 2) Bir kimsenin ruhsal yönü, gönül Fazıla Hanım ın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. S. F. Abasıyanık 3) Kupa (I) 4) mec. Herhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret Bu iş yürek ister. 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
İBTİRAD — Duş yapma, soğuk su ile banyo yapma. * Serinlemek için soğuk su içme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
yayla — çevresi dik bayırlarla çevrili, düz ve yüksek yer; genellikle yüksek platolarda yer alan, insanların serinlemek ve hayvanlarını otlatmak için yaz aylarında gidip kaldıkları yer … Hukuk Sözlüğü