kalbi ferahlamak — yüreği ferahlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği ferahlamak (veya hafiflemek) — kaygıdan kurtulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
içini dökmek — 1) derdini anlatmak, iç dünyasındaki duygu ve düşüncelerini bir bir anlatmak Rakım güldü, bu manastır kaçkını eski gâvura içini dökmekten lezzet alıyordu. H. E. Adıvar 2) ferahlamak, rahatlamak Bu yazıyı niçin yazıyorum? Biraz içimi dökmek, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açılmak — nsz 1) Açma işi yapılmak veya açma işine konu olmak Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Anayasa 2) Renk koyuluğunu yitirmek Perdenin rengi açıldı. 3) Kendine gelmek, biraz iyileşmek, ferahlamak Ateşi düşünce hasta açıldı. 4) e… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boşalmak — nsz 1) Boş duruma gelmek, içinde bir şey kalmamak, inhilal etmek 2) Dışarıya akmak, dökülmek 3) Gevşemek, açılmak Sicim gitgide boşalıyor, gemi hafif yana yatarak pupa gidiyordu. S. F. Abasıyanık 4) mec. Derdini, sıkıntısını birine anlatarak… … Çağatay Osmanlı Sözlük
genişlemek — nsz 1) Geniş duruma gelmek, büyümek 2) Bollaşmak 3) Rahat bir duruma gelmek, açılmak, ferahlamak Ahali dar parmaklıklardan kurtulur kurtulmaz, yelpaze gibi açılıp genişleyerek dağılıyorlardı. P. Safa 4) mec. Yaygın duruma gelmek Ünü, ölümünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalp — 1. is., bi, esk., Ar. ḳalb Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalp etmek 2. is., bi, anat., Ar. ḳalb 1) Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
serinlemek — nsz 1) Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. R. N. Güntekin 2) Hafif soğukluk duymak 3) mec. Biraz avunarak ferahlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dert ağlatır, aşk söyletir — derdi olan acı çeker, ağlar; âşık olan kimse de içindeki duyguları dışa vurup ferahlamak için durmadan söylenir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
inşirah bulmak — iç açılmak, ferahlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük