- sığdırmak
- -i, -e
Bir şeyi bir kabın veya bir yerin içine aldırmak
Kitapları çantaya sığdıramadım.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kitapları çantaya sığdıramadım.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
iki karpuzu bir koltuğa sığdırmak — aynı anda iki işi veya görevi yapmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
aklına sığdırmak — bir şeyin olabileceğine inanmak, aklı almak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıgurmak — sığdırmak. I I, 81 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
sıgturmak — sığdırmak II, 185 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
akıl — is., klı, Ar. ˁaḳl 1) Düşünme, anlama ve kavrama gücü, us 2) ruh b. Bellek Hâlâ aklımda o tufan yağmuru. C. S. Tarancı 3) Öğüt, salık verilen yol Bu aklı size kim verdi. 4) Düşünce, kanı Şimdiki aklım olsaydı bu dükkânın yerine aç bir kahve! A. K … Çağatay Osmanlı Sözlük
aldırmak — nsz 1) Alma işini yaptırmak Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. N. Cumalı 2) i, e Getirtmek Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. C. Uçuk 3) Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak Bademcik aldırmak.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki — is. 1) Birden sonra gelen sayının adı 2) Bu sayıyı gösteren 2, II rakamlarının adı 3) sf. Birden bir artık Bir sokak başında kavga eden iki çocuğu ayırdı. H. Taner Birleşik Sözler iki anlamlı iki ayaklı iki başlı iki bir ikibuçukluk … Çağatay Osmanlı Sözlük
sığdırma — is. Sığdırmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sığıştırmak — i, e Güçlükle sığdırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıkıştırmak — i 1) Bir şeyi dar bir yere zorla sığdırmak, tıkmak Çamaşırları bavula sıkıştırmak. 2) Bir nesneyi sıkıca duracak biçimde bir yere koymak, yerleştirmek veya orada tutmak 3) Gevşek veya seyrek olan şeyleri birbirine yaklaştırarak sıkı duruma… … Çağatay Osmanlı Sözlük