- sıyrık
- is., -ğı
1) Çarpma veya vurma sonucunda vücutta hafifçe kazınmış, zedelenmiş, soyulmuş, kanamış yer2) Sıyrılmış yer3) sf. Yüzeyinden bir parça sıyrılmış olan4) sf., mec. Utanması olmayanBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sıyrık — kumaşın kenarını keserken çıkan parça, hafif deri yaralanması … Beypazari ağzindan sözcükler
perdesi sıyrık — sf., ğı Perdesi yırtık … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizik — is., ği 1) Çizgi 2) Sıyrık, çizgi biçiminde yara Şapkası ezilmiş, ceketi yakasından ta omuzuna kadar yırtılmış, yüzü gözü çizikler, çürükler içinde... Y. K. Karaosmanoğlu 3) sf. Çizilmiş … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizinti — is. 1) Ufak sıyrık 2) Bir yazıda üzeri çizilen yer Bunlar iyi cins beyaz kâğıt üstüne yazılmamış, basılmıştı sanki. Silintisiz, çıkıntısız, çizintisiz. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
perde — is., Far. perde 1) Görüşü, ışığı engellemek, bir şeyi gizlemek için pencereye veya bir açıklığın önüne gerilen örtü Perdeleri nasıl kendi eliyle pencerelere taktığını ... düşündü. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Üzerine bir cismin görüntüsü yansıtılan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
perdesi yırtık — sf., ğı Utanmaz, arlanmaz (kimse), perdesi sıyrık … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıyrıntı — is. 1) Kapta kalan yemek, yemek artığı 2) hlk. Bir bezden el ile koparılan uzunca parça 3) hlk. Sıyrık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yara bere içinde — vücudunda yara, ezik, sıyrık, çürük bulunan Üstü başı parça parça, vücudu yara bere içinde. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
çeteleye dönmek — insanın yüzünde veya başka bir tarafında birçok kesik ve sıyrık oluşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
yara bere içinde olmak (veya bulunmak) — vücudunda yara, ezik, sıyrık, çürük bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük