- silisli
- sf.
Yapısında veya birleşiminde silis bulunan
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
cam — is., Far. cām 1) Soda veya potas katılmış silisli kumun ateşte eritilmesiyle yapılan sert, saydam ve çabuk kırılır cisim 2) sf. Tümü veya bir bölümü bu maddeden yapılmış, sırça Tıraşa başlarken biri büyük, biri küçük iki örtü alırdı, cam… … Çağatay Osmanlı Sözlük
diyatome — is., bit. b., Fr. diatomées Silisli sert kabukları olan ve fosilleri, kalın yer katmanları oluşturan bir algler familyası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kabuk — is., ğu 1) Bir şeyin üstünü kaplayan ve onu dış etkilere karşı koruyan, kendiliğinden oluşmuş sertçe bölüm, kışır Meyve kabuğu. Midye kabuğu. Ağaç kabuğu. 2) Ekmeğin pişme sırasında içinden daha çok sertleşen dış bölümü 3) gök b. Bir sıvı veya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaynaç taşı — is., min. Volkan bölgelerinde oluşan silisli çökelti, gayzerit … Çağatay Osmanlı Sözlük
kum — is., mdn. 1) Silisli kütlelerin, kayaların, doğal etkenlerle parçalanarak ufalanmasından oluşan, deniz kıyısı, dere yatağı vb. yerlerde çok bulunan, ufak, sert tanecikler Çocuklar kumdan bir fırın yaparak oynuyorlardı. M. Ş. Esendal 2) Armut,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
madde — is., Ar. mādde 1) Duyularla algılanabilen nesne 2) Bir cismi oluşturan öge, öz Cam yapmak için silisli maddeler kullanılır. 3) Yasa, sözleşme, antlaşma vb. metinlerde, her biri başlı başına bir yargı getiren ve çoğu kez rakamla belirtilen bölüm… … Çağatay Osmanlı Sözlük
silisçil — sf., bit. b. Silisli yerde yetişen (bitki) … Çağatay Osmanlı Sözlük
silisseven — sf., bit. b. Silisli toprakları seven (bitki) … Çağatay Osmanlı Sözlük
şist — is., min., Fr. schiste 1) Kolayca yapraklara ayrılabilen, silisli, alüminli tortul kayaçların genel adı 2) Kömürle karışık bütün moloz maddelerinin bilimsel adı 3) Kil taşı Birleşik Sözler talk şist … Çağatay Osmanlı Sözlük
traverten — is., min., Fr. travertin Birtakım kaynak sularının dibinde biriken, kalkerli veya silisli tortu, pamuk taşı … Çağatay Osmanlı Sözlük