- soğuk
- sf., -ğu
1) Isısı düşük olan, sıcak karşıtı
Bu el soğuktu ve titriyordu.
- P. Safa2) Üşütecek derecede ısısı olanGüneşli, soğuk bir gündü.
- S. F. Abasıyanık3) is. Isının üşütecek kadar az veya düşük olması durumuKarın soğuğu başka bir tür soğuktur.
- S. F. Abasıyanık4) zf. İlgisiz, sevimsiz bir biçimde veya memnuniyetsizliğini belli ederek5) mec. Duygudan, sevgiden yoksun olan, yakın ve içten olmayan, ilgisizSoğuk tavırla birbirlerini selamlayıp uzaklaştılar.
- R. H. Karay6) mec. Sevimsiz veya yersiz, antipatikBu soğuk, yavan sözler zevkimi rencide ediyordu.
- H. C. Yalçın7) mec. Cinsel istek duymayanSoğuk bir kadın.
Birleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <- <- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.