soğumak

soğumak
nsz
1) Isısını hızla veya yavaş yavaş yitirerek soğuk duruma gelmek

Üşüyorum, vücudumun soğuduğunu duyuyorum, dişlerim birbirine vuruyor.

- R. H. Karay
2) -den, mec. Birine veya bir şeye duyulan istek, sevgi ve ilgi kalmamak

Belki de benim başkasıyla evlenip gidişim üzerine hayattan soğudu, kendini koyverdi.

- H. Taner

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • buz gibi soğumak — (birinden) birinden tiksinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • arası soğumak — (bir olayın) aradan zaman geçerek önemini yitirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüreği soğumak — düşmanın bir felakete uğramasına sevinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sogımak — soğumak. III, 268 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • tumlımak — soğumak. II I, 294, 295 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayazlanmak — nsz Ayazda bırakılıp soğumak Su ayazlanmış …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • buz — is. 1) Donarak katı duruma gelmiş su Hep kar yağmıştı, her yer buzdu. T. Dursun K 2) sf., mec. Çok soğuk bir etki uyandıran (şey veya kimse) Bu romanın neresini beğendiniz? Buz! Birleşik Sözler buz alanı buzçözer buz dağı buz dansı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ocumak — den, hlk. 1) Bir şeyden korkmak, ürkmek, çekinmek 2) Bir şeyden soğumak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • serinlemek — nsz 1) Hava serin bir duruma gelmek, hafifçe soğumak, serinleşmek Havanın üşütecek kadar serinlemiş olmasına göre sabah yakın. R. N. Güntekin 2) Hafif soğukluk duymak 3) mec. Biraz avunarak ferahlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”