Sosyal — Philippine word for “social,” often used pejoratively to imply upward mobility. Daxim Lucas gives an example of sosyal behavior in The Philippine Daily Inquirer: When Starbucks first landed on local shores a little over a decade ago, its outlets… … Dictionary of unconsidered lexicographical trifles
sosyal güvenlik — Sosyal sigorta, sosyal yardım vb. araçlarla halkın sosyal durumunu güvence altına alma … Hukuk Sözlüğü
sosyal kurallar — sosyal ilişkileri düzenleyen din, ahlak, görgü ve hukuk kuralları … Hukuk Sözlüğü
sosyal yapı — is., top. b. İçinde sosyal ilişkilerin, sosyal olayların meydana geldiği, sosyal grupların ve kurumların yer aldığı toplumun şekil ve çerçevesiyle ilgili dış görünüşe sahip olan bir sosyal varlık, toplumsal yapı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal adalet — is. Toplumun değişik kesimlerinde hayat standardı, gelir düzeyi vb. birtakım ölçülerin fırsat eşitliği çerçevesinde dikkate alınmasıyla sosyal alanda sağlanan denge durumu Anayasamız sosyal devlet, sosyal adalet temel ilkelerine dayanıyor. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal güvenlik — is., ği, huk. Sosyal sigorta, sosyal yardım vb. araçlarla halkın sosyal durumunu güvence altına alma … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal olay — is. İnsanlar arası ilişkilerden doğan ve bir defa olup biten sosyal oluşum, sosyal hadise Sanat eseri, estetik bir değerin taşıyıcısı olduğu kadar bir sosyal olaydır. S. Hilav … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal devlet — fertlerin sosyal durumlarıyla ilgilenen, onlara asgari bir hayat düzeyi sağlamayı, sosyal adaleti ve sosyal güvenliği gerçekleştirmeyi ödev bilen devlet … Hukuk Sözlüğü
sosyal demokrasi — is. Sosyal alanda emekçi toplum kesimlerinin çıkarlarının korunması ve üretimi artırmak yanında hakça bölüşümü de ön planda tutan sosyal ve siyasi akım … Çağatay Osmanlı Sözlük
sosyal devlet — is. Ekonomik ve sosyal alanlarda bireylere sosyal güvenlik ve adalet sağlayıcı politikalar üreten devlet modeli … Çağatay Osmanlı Sözlük