hasbihâl etmek — söyleşmek, karşılıklı konuşmak, sohbet etmek Üç gündür ne hasbihâller ettik. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sözleşmek — söyleşmek, konuşnnak II, 215; II I, 104 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
dilleşmek — le 1) Karşılıklı tatlı tatlı söyleşmek 2) nsz, hlk. Dırlaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
söyleşme — is. Söyleşmek işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
genişçe konuşmak — uzun uzun, bol bol konuşmak, söyleşmek, sohbet etmek Buluştuk, görüştük, daha da genişçe konuşmak için beni evine, akşam yemeğine götürdü. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf atmak — 1) söyleşmek, konuşmak Tabii Hayri Efendi yle biraz laf atacak belki de biraz işten güçten bahsedecekti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) uzaktan, dolayısıyla dokunacak söz söyleyip işittirmek Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki satır laf etmek (veya konuşmak) — dostça biraz söyleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakçak kılmak — muhabbet etmek, bir biri ile söyleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
harhaşa — dırdır, karkaşa, bülend söyleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
munglaşmak — (mungraşmak) söyleşmek, hemraz olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük