- sustalı
- sf.
1) Sustası olan
Elinde sustalı bir bıçakla köşeye oturdu.
- A. İlhan2) is. Emniyet yayı olan çakıBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Elinde sustalı bir bıçakla köşeye oturdu.
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sustalı çakı — is. Sustasına basılarak açılan, açıldıktan sonra sustasına basılmadıkça kapanmayan bir tür büyük çakı Babamın mendilinden bir sustalı çakı ile bir altın halka, bir de meşin kaplı defter çıktı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
çakı — is. 1) Açılıp kapanan bir veya birkaç ağızlı küçük cep bıçağı İki çocuk tahta saplı bir çakı ile kollarını çizdiler. Ö. Seyfettin 2) Denizçakısı Birleşik Sözler sustalı çakı denizçakısı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller çakı gibi çakı suyu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saldırma — is. 1) Saldırmak işi ... tütün tablasının kenarında kendimi kurtarmak için saldırmaya hazırlanmış kırmızı bir tilki duruyor. M. Ş. Esendal 2) Bir tür büyük bıçak Hele Üsküdar gibi bıçkını fazla semtlerde on çocuktan üç dördünde bir bıçak, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
usturpa — is., İt. stropa İnce bir halatın ucuna bir kurşun parçası bağlanarak yapılan bir çeşit kırbaç Hele Üsküdar gibi bıçkını fazla semtlerde on çocuktan üç dördünde bir bıçak, bir sustalı, bir usturpa hatta bir saldırma bulunurdu. B. Felek … Çağatay Osmanlı Sözlük