saldırma — «Saldırmaq»dan f. is … Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti
HÜCUM — Saldırma. Hamle ile ileri atılmak. * Sert sözle birine çatmak, karşı çıkmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SAVL — Saldırma, atılma. Saldırış, atılı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SAVLET — Saldırma. Ani ve şiddetli atılı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAADDİ — Saldırma. * Düşmanlık. * Ezme. * Şeriattan ayrılma. Tecavüz etme. Zulmetme. Örf âdet ve mukavelenin hilâfına hareket etme. * Gr: Fiilin geçer halde olması, müteaddi olması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tecavüz — is., Ar. tecāvuz 1) Hücum etme, saldırma, saldırı, saldırış Çekler bir Alman tecavüzü karşısında mutlaka silaha sarılacaklardır. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Namusuna saldırma, sarkıntılık 3) Başkasının hakkına el uzatma 4) esk. Aşma, ötesine geçme… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çapraz ateş — is. Karşılıklı yönlerden silahla saldırma … Çağatay Osmanlı Sözlük
hücum — is., Ar. hucūm 1) Saldırma, saldırı, saldırış Bizdik o hücumun bütün aşkıyla kanatlı / Bizdik o sabah ilk atılan safta yüz atlı. Y. K. Beyatlı 2) Üşüşme, bir yere toplanma 3) ünl. İleri anlamında kullanılan bir seslenme sözü 4) mec. Sert eleştiri … Çağatay Osmanlı Sözlük
saldırgan — sf. Başkasına saldıran, yapısında saldırma özelliği olan (devlet, kimse, hayvan), agresif, mütecaviz … Çağatay Osmanlı Sözlük
saldırış — is. Saldırma işi veya biçimi Her türlü saldırış ve sataşma sahneleri gene eksik değildi. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük