- şefkatli
- sf.
Şefkati olan, sevecen, müşfik
Fazla şefkatli bir ana baba elinde bin türlü nazla büyüdü.
- Y. K. Karaosmanoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Fazla şefkatli bir ana baba elinde bin türlü nazla büyüdü.
- Y. K. KaraosmanoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
EB-İ MÜŞFİK — şefkatli baba, merhametli peder … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ŞEFİK(A) — Şefkatli, esirgeyen. Rikkat sahibi. Merhametli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
EŞFAK — Daha fazla şefkatli. Çok şefkatli … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
anlayışlı — sf. 1) Anlayışı olan, ferasetli, izanlı, zeki 2) Hoşgörülü Bu evin içinde hatta belki bu dünyada en anlayışlı dost sizsiniz benim için. P. Safa 3) zf. Hoşgörülü bir biçimde Kocasına bir şeyler demek, anlayışlı, şefkatli davranmak istiyor. A.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bellemek — 1. nsz 1) Öğrenip akılda tutmak Kasım lodosla girdi mi kış yumuşak olur diye bellemiş atalarımız. H. Taner 2) Sanmak Yumuşak, sabırlı, şefkatli bir insan bellemişsin. H. Taner 2. i Bel (III) denilen araçla toprağı işlemek, aktarmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
koyun — 1. is., ynu 1) Kollar arası, kucak Ninem bizde bulunduğu zamanlar onun koynundan başka bir yerde yattığımı hiç bilmem. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Göğüsle giysi arası Kesesini koynunda taşır. 3) mec. Koruyucu, şefkatli çevre Hepimiz bu yurdun koynunda … Çağatay Osmanlı Sözlük
müşfik — sf., Ar. muşfiḳ Sevecen, şefkatli Annem müşfik aferinlerle saçlarımı okşadı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
sevecen — sf. Acıyarak ve koruyarak seven, şefkatli, müşfik Kadınlara karşı sevecen ve yumuşak başlısınız. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
şefik — sf., esk., Ar. şefīḳ Sevecen, şefkatli, müşfik … Çağatay Osmanlı Sözlük
şıldır şıldır — sf. 1) Canlı, parlak (göz) Ana oğul sevdasını şefkatli bir heyecanla seyreden gözleri şıldır şıldır ahır kapısında yanıyordu. H. E. Adıvar 2) Çok sulu 3) zf. Gözleri yaşlı olarak ... gözleri şıldır şıldır dönerek şikâyet ederdi. Y. Z. Ortaç 4) zf … Çağatay Osmanlı Sözlük