- badanalı
- sf.
1) Badana edilmiş olan
Geniş, perdesiz, kırmızı badanalı bir odanın ta ortasında birinci sınıfı Fransızcadan imtihan ediyorduk.
- Ö. Seyfettin2) mec. Yüzüne çok pudra ve boya sürmüş olan (kadın)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Geniş, perdesiz, kırmızı badanalı bir odanın ta ortasında birinci sınıfı Fransızcadan imtihan ediyorduk.
- Ö. SeyfettinÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
enkaz — is., Ar. enḳāż Yıkıntı, döküntü, çöküntü Enkaz hâlini bulmuş olan o bina az zaman içinde, boyalı, badanalı, yepyeni meydana çıktı. R. H. Karay Birleşik Sözler enkaz eldiveni gemi enkazı … Çağatay Osmanlı Sözlük
kireç — is., ci, Far. gireç 1) Mermer, tebeşir, kireç taşı, alçı taşı gibi birçok taşın özünü oluşturan kalsiyum oksit, (CaO) Duvarlar kireç badanalı idi. S. F. Abasıyanık 2) Kalsiyum hidroksit, Ca(OH) Birleşik Sözler kireç fabrikası kireç kaymağı kireç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortancalı — sf. Ortancası (II) olan Badanalı, balkonları sarmaşıklı, fesleğenli, ortancalı iki sıra evin önünden geçtik. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
imtihan etmek — 1) bilgi derecesini ölçmek Geniş, perdesiz, kırmızı badanalı bir odanın ta ortasında birinci sınıfı Fransızcadan imtihan ediyorduk . Ö. Seyfettin 2) denemek, sınamak … Çağatay Osmanlı Sözlük