tanıdık çıkmak — 1) önceden birbirlerini tanımış olmak, tanış olmak 2) bir şeyi daha önceden öğrenmiş, duymuş olmak Sırrı Bey, bu iki ada hemen tanıdık çıktı ve artık oturduğu koltukta büsbütün uzanarak Bekliyoruz paşam dedi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
bildik — tanıdık … Beypazari ağzindan sözcükler
geçmiş zaman sıfat-fiili — is., dbl. Geçmiş zaman kavramı veren, dik veya miş ekleriyle kurulan ve ad, sıfat gibi kullanılan sıfat fiil: Bildiklerinizi anlatın. Tanıdık adam. Geçmişi saygıyla anıyoruz cümlelerindeki bildik, tanıdık, geçmiş birer geçmiş zaman sıfat fiilidir … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşina — sf., Far. āşinā 1) Bildik, tanıdık Sanki herkes uzun yolculuktan yeni dönmüş ve aşinalara kavuşmuştu. T. Buğra 2) Bilinen … Çağatay Osmanlı Sözlük
baba dostu — is. 1) Çok eski, hayırlı aile dostu Bu, müessesemizin çok eski baba dostu müşterisinin kızına hediyemizdir. C. Uçuk 2) argo Hiçbir yardımda bulunmayan, hayırsız çıkan eski tanıdık kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
bildik — sf., ği Tanıdık (kimse veya şey) İstanbullu bir bildikte misafirim. R. N. Güntekin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bildik çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
biliş — is., ruh b. 1) Canlının, bir nesne veya olayın varlığına ilişkin bilgili ve bilinçli duruma gelmesi, vukuf Eyfel in büyük bir kule olduğunu bilmek cinsinden bir biliş... M. Ş. Esendal 2) hlk. Bildik, tanıdık, dost Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
esneme — is. Esnemek işi Mahmur, esnemelerle dolu bir sesle, tanıdık adları sıraladı. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanıdıklık — is., ğı Tanıdık olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tanış — sf. Tanıdık (kimse veya yer) Birdenbire samimileşiverdi, kırkyıllık tanış olup çıktı. T. Buğra Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tanış çıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük