- tanıklık
- is., -ğı
Tanık olma durumu veya tanığın yaptığı iş, şahitlikAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tanıklık etmek — mahkemede, tanık olunan bir durumu söylemek, şahitlik etmek İntihar etmeden önce de aleyhte tanıklık edecek, yargıcı temizleyecekti. Ç. Altan … Çağatay Osmanlı Sözlük
şahitlik etmek — tanıklık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şehadette bulunmak — tanıklık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
işin yoksa şahit ol, paran çoksa kefil ol — tanıklık boş oturan kimselerin, kefillik ise parası çok olan kimselerin işidir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
belge — is. Bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film vb. vesika, doküman Mahkemenin elinde bu iddiaları yalanlayacak bir belge yoktu. T. Buğra Birleşik Sözler aklama belgesi çağrı belgesi çalışma belgesi çıkış belgesi gönderme belges … Çağatay Osmanlı Sözlük
kelimeişehadet — is., din b., Ar. kelime + şehādet İslam ın beş şartından biri olan ve Tanıklık ederim ki Tanrı dan başka ilah yoktur ve Muhammed onun kulu ve peygamberidir. anlamındaki söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
şahitlik — is., ği Tanıklık, şehadet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller şahitlik etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
şehadet — is., Ar. şehādet 1) Tanıklık, şahitlik Dünya karşısında Türk ün kendi kendisi için yapacağı şehadet daha adamakıllı yapılmamıştır. A. Ş. Hisar 2) Yüksek bir ülkü uğrunda ölme, şehit olma Birleşik Sözler şehadetname şehadet parmağı kelimeişehadet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dili olsa da söylese (veya anlatsa) — cansız nesneler konuşabilseler, bazı olaylara tanıklık da edebilirler anlamında kullanılan bir söz Galata sokaklarının dili olsa da anlatsa... S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
şahâdet — (A.) [ تدﺎﻬﺵ ] 1. tanıklık, şahitlik. 2. şehadet getirme. 3. şehitlik … Osmanli Türkçesİ sözlüğü