TANSİYON — Fr. Tıb: Kanın damarlara içerden yaptığı tazyik, basınç … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
tansiyon düşürücü — sf., tıp Atardamar basıncını düşüren (ilaç) … Çağatay Osmanlı Sözlük
tansiyon ölçmek — tıp bir kimsenin özel bir aletle tansiyonunu tespit etmek Yüreği dinledi, kaygısı arttı. Tansiyonu ölçtü, telaşa düştü. A. İlhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük tansiyon — is., tıp Kalbin kasılması sırasında ölçülen kan basıncı … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük tansiyon — is., tıp Kalbin gevşemesi sırasında ölçülen kan basıncı … Çağatay Osmanlı Sözlük
gerilim — is. 1) Gerginlik, tansiyon Çayların dağılışı, gerilime bir çeşit ara verir gibi oldu. H. Taner 2) db. Konuşmada bir sesin ortaya çıkması için ses kirişlerinin gerginleşmesi, tansiyon 3) fiz. İki ucundan ters yanlara çekilen bir telin her… … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), makro, küçük karşıtı Büyük ağaçların altında, gazinoya doğru gidiyoruz. Y. Z. Ortaç 2) Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram) Büyük bir cevap sıkıntısı geçirdikten sonra itiraf etti … Çağatay Osmanlı Sözlük
düşürmek — e 1) Düşmesine yol açmak, düşmesine sebep olmak 2) i Değerini, fiyatını indirmek 3) i Azaltmak 4) nsz Vücuttan yavru, çocuk, taş, solucan vb. atmak Çocuk, solucan düşürüyor. 5) i Iskat etmek Bakanlar kurulunu düşürmek. 6) Uğratmak Tehlikeye… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kan basıncı — is., tıp Tansiyon … Çağatay Osmanlı Sözlük
küçük — sf., ğü 1) Boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, büyük karşıtı Bir aralık başımın üstünde kartaldan küçük, atmacadan büyük yırtıcı kuşlardan birinin döndüğünü gördüm. M. Ş. Esendal 2) Yaşı daha az olan Ortanca ve küçük ablalar ... beni,… … Çağatay Osmanlı Sözlük