- taramak
- -i
1) Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek
Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu.
- Y. Kemal2) Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde aramakBirdenbire uzun bir ışık, sol tarafımızdaki sırtları taradı.
- H. E. Adıvar3) Bir şeyin içindeki gereksiz maddeleri tarak, tırmık vb. ile ayıklamak, taraklamak4) Taşın yüzünü dişli çelik kalemle işlemek5) Makineli tüfek vb. ateşli silahlarla sürekli olarak bir yere ateş etmek6) -de Kafasından geçirmek, belli belirsiz düşünmekBelleğimde taradığım yazarların yarısına yakını hastalıklı idiler.
- H. Taner7) mec. Derleme ve araştırma yapmak için bir yayını dikkatle gözden geçirmek veya gerekli kelime, cümle ve yazıları tespit etmekDergileri taramak.
8) mec. Dikkatle bakmak, süzmek9) bl. Tarayıcı aracılığıyla kâğıt üzerindeki resim, yazı vb. simgeleri bilgisayar ortamına aktarmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.