tasasız

tasasız
sf.
1) Tasası, derdi olmayan, kaygısız

En çok adamın tasasız, güleç yüzüne sinirlendi.

- E. Işınsu
2) Hiçbir şeyi kendine dert edinmeyen

Sabah yürüyüşü yapan tasasız bir vatandaştı sanki.

- R. Erduran
3) zf. Hiçbir şeyi kendine dert edinmeden
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • tasasız olmak — dertsiz olmak Hepsinin tasasız olduğu ... hepsinin birbirini az çok tanıdığı anlaşılıyordu. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünyada tasasız baş bostan korkuluğunda bulunur — bu dünyada tasasız olan insan yoktur anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Airlock — Pour les articles homonymes, voir Airlock. Airlock Pays d’origine Belgique Genre musical Trip hop Ambient Electronique Downtempo …   Wikipédia en Français

  • Row, Row, Row Your Boat — is an English nursery rhyme, and a popular children s song/proverb, often sung as a round. It can also be an action nursery rhyme where singers sit opposite one another and row forwards and backwards with joined hands. The tune is credited to… …   Wikipedia

  • ağrısız — sf. 1) Ağrısı olmayan 2) zf. Ağrı olmaksızın 3) mec. Dertsiz, tasasız Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ağrısız baş mezarda olur ağrısız başına kaşbastı bağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bohem — sf., Fr. bohème Yarınını düşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan (kimse veya topluluk) Gecenin bu saatinde bohem arkadaşlarımın bulunabilecekleri büyük bir birahanenin kapısı önünde durdum. P. Safa Birleşik Sözler bohem hayatı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dünya — is., gök b., Ar. dunyā 1) Güneşe yakınlık bakımından üçüncü gezegen, yer, yerküre, yer yuvarı, yer yuvarlağı, acun 2) Dış, çevre, ortam Biz dünyadan ayrı yaşarken dünya epey değişmiş. H. C. Yalçın 3) İnançları bir olan ülke veya insanlar… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düşüncesiz — sf. 1) Düşüncesi olmayan 2) Düşünmeden davranan, anlayışsız 3) mec. Tasasız, kaygısız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ferah — 1. sf., Far. ferāḫ 1) Bol, geniş Ferah bir ev. 2) Havadar, aydınlık, iç açıcı (yer) Bu kahvenin ferah ve sevimli bir taraçası vardı. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler ferah ferah 2. is., Ar. feraḥ Kalp, gönül, iç vb.nin sıkıntısız, tasasız olma …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gamsız — sf. 1) Kaygısı, tasası, sıkıntısı, üzüntüsü olmayan Sesi taze, pürüzsüz ve gamsızdı. C. Uçuk 2) mec. Olayları kendine dert etmeden geçiştiren, aldırış etmeyen, tasasız, vurdumduymaz Zavallı anneciğin çok şen, güler yüzlü, gamsız bir kadındı. M.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”