- tedris
- is., esk., Ar. tedrīs
Ders verme, öğretme, öğretim
Kadının tedrisi ve terakkisinde muhitin de büyük bir tesiri görülmeye başladı.
- M. Ş. EsendalBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Kadının tedrisi ve terakkisinde muhitin de büyük bir tesiri görülmeye başladı.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tedrîs — (A.) [ ﺲیرﺪﺕ ] ders verme. ♦ tedrîs etmek ders vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
TEDRİS — Okutmak. Öğretmek. Ders vermek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
RAHLE-İ TEDRİS — Üzerine ders verilen veya alınan rahle. * Bir âlimden alınan ders … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SERİR-İ TEDRİS — Ders verme makamı … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEDRİSÂT — (Tedris. C.) Tedrisler. Ders vermeler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
öğretim — is. 1) Belli bir amaca göre gereken bilgileri verme işi, tedris, tedrisat, talim Ben bizzat bölükte ilköğretim hocalığı yaptım. F. R. Atay 2) Öğrenmeyi kolaylaştıracak etkinlikleri düzenleme, gereçleri sağlama ve kılavuzluk etme işi Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
rahleitedris — is., esk., Ar. raḥle + tedrīs Birinin bilgisi ve görgüsü altında alınan eğitim Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller rahleitedrisinden geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAREKET-İ DÂHİL — Tar: Kanuni Sultan Süleyman zamanında Süleymaniye medreselerinin binasından sonra onikiye çıkarılan tarik i tedris (okutma yolu) silsilesinin dördüncü mertebesindeki müderrislerine verilen bir ünvandır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
LİSAN-I NAHVÎ — Arapçanın bir vasfı; intizam ve kaidelere, düsturlara bağlı belâgatlı dil.(...Amma nazariyat ı diniyelerin mahfazaları olan elfazlar ise değiştirilmeye lüzum kalmaz. Çünkü nasihat ile ve sair tedris ve talim ve va z ile o ihtiyaç mündefi olur.… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük