- tenkit
- 1. is., esk., Ar. tenḳīṭ
Noktalama2. is., -di, Ar. tenḳīd1) Eleştirme, eleştiri
Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir.
- A. M. Dranas2) ed. EleştiriAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir.
- A. M. DranasÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tenkit etmek — eleştirmek Bir kitabı tenkit edebilmek için ilk şart o kitabı başından sonuna kadar okumaktır. O. V. Kanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
TENKİT — Temizleme, fenasını atma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
eleştiri — is. 1) Bir insanı, bir eseri, bir konuyu doğru ve yanlış yanlarını bulup göstermek amacıyla inceleme işi, tenkit Fırkacılık, karşıya sövüp saymadan çamur atmadan çok önce hatta karşıyı eleştiriden önce, kendi ilke ve amaçlarını, uygulama… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ciddi — sf., Ar. ciddī 1) Şaka olmayan, gerçek Kısa zamanda yarı şaka, yarı ciddi tenkit edecek kadar yakınlaşmışlardı. T. Buğra 2) Ağırbaşlı Ben onu pek ciddi bir genç olarak tanırım. H. R. Gürpınar 3) Titizlik gösterilen, önem verilen Bu dönemde yazara … Çağatay Osmanlı Sözlük
çünkü — bağ., Far. çūn + ki Şundan dolayı, şu sebeple, zira Ben şimdi sizin fikrinizi tenkit etmeyeceğim çünkü faydasızdır. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
eleştirme — is. Eleştirmek işi, tenkit … Çağatay Osmanlı Sözlük
eleştirmek — i Bir düşünceyi, bir eseri, bir yargıyı inceleyerek doğruluk veya yanlışlığını ortaya çıkarmak ve gerçek değerini belirtmek, tenkit etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
rüküş — sf., Ar. ruḳşe Gülünç bir biçimde giyinip süslenen (kadın) Sadece kasabanın adam çekiştirmesinden başka bir şey bilmeyen seviyesiz ve rüküş kadınlarını tenkit ediyordu. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
taşı gediğine koymak — gerekli bir sözü tam zamanında ve yerinde söyleyerek karşısındaki kimseyi susturmak, zekice davranmak Fırsat çıkmışken kim bilir hangi uzak meseleden tutturup taşı gediğine koymak ve tenkit etmiş olmak için kaplarına sığamıyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
intikâd — (A.) [ دﺎﻘﺘﻥا ] eleştiri, tenkit … Osmanli Türkçesİ sözlüğü