tereddütsüz

tereddütsüz
sf.
1) Tereddüdü olmayan, tereddüde yol açmayan, duraksamasız
2) zf. Kararlı olarak, duraksamadan

Tereddütsüz Avrupa'nın tekniğini, bilgisini alacağız.

- O. S. Orhon

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • duraksamasız — sf. Duraksaması olmayan, tereddütsüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ırz — is., Ar. ˁirż Bir kimsenin, başkaları tarafından dokunulmaması ve saygı gösterilmesi gereken iffeti Bekçiye mahalle, ırzını, namusunu, malını canını tereddütsüz teslim edebilirdi. S. Ayverdi Birleşik Sözler ırz düşmanı ırz ehli Atasözü, Deyim ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • içtihat — is., dı, huk., Ar. ictihād 1) Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç 2) esk. Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış Benim… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaşalamak — nsz Şaşkın bir duruma düşmek, şaşkınca davranmak, şaşırmak Annemin tereddütsüz cevabından biraz şaşaladım. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • EVVELİYAT — Başlangıçlar. Mukaddemat. İlk öndekiler. İbtidaki cihetler. * Her akıllının tereddütsüz tasdik ve kabul edeceği hususlar. * Man: Mücerred mevzu ve mahmulleri arasındaki nisbet tasavvur edilince aklın kat iyyetle teslim ve tasdik ettiği kaziyeler …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • KAT'Î — Mutlak. şüphesiz. Tereddütsüz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • LÂRAYB — şüphesiz, şeksiz, tereddütsüz …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • içtihad (içtihat) — Yasada veya örf ve âdet hukukunda uygulanacak kuralın açıkça ve tereddütsüz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın veya hukukçunun düşüncelerinden doğan sonuç. Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış …   Hukuk Sözlüğü

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”