- bağışlatmak
- -i
Bağışlama işini yaptırmak
Bir gün Abdullah'la karşılaşsak, kendimi bağışlatsam ne sevinirim kim bilir?
- T. Oflazoğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bir gün Abdullah'la karşılaşsak, kendimi bağışlatsam ne sevinirim kim bilir?
- T. OflazoğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bağışlatma — is. Bağışlatmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaçamak — 1. is., ğı, hlk. Mısır unundan yapılan yağlı bir yemek 2. is., ğı 1) Hoş görülmeyen bir şeyi ara sıra yapma İnan bana, erkeğin elinde armağanla gelmesi, kaçamağını bağışlatmak içindir. A. Kulin 2) Bir şeyi belli etmeden, gizlice yapmaya çalışma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kefaret — is., din b., Ar. keffāret 1) Bir günahı Tanrı ya bağışlatmak umuduyla verilen sadaka veya tutulan oruç 2) Diyet Onu sevmek bile hayatımın kefareti oluyor. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kefaretini ödemek … Çağatay Osmanlı Sözlük