toplamak

toplamak
-i
1) Bir araya getirmek

Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak.

- O. S. Orhon
2) nsz Devşirmek

Kırlardan çiçek topladık.

3) Devşirip kaldırmak

Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak.

4) Dağınıklıktan kurtarmak

Bu odayı biraz toplamak gerek.

5) Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmek

Uzun yağlı saçlarını parmaklarıyla taradı, kalpağının altında topladı.

- M. Ş. Esendal
6) nsz Artırıp biriktirmek

Epey servet toplamış.

7) nsz Hizmete çağırmak

Asker toplamak.

8) Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak
9) nsz Şişmanlamak, kilo almak
10) nsz Çıban, yara irinlenmek
11) mat. Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем написать курсовую

Look at other dictionaries:

  • pılıyı pırtıyı (veya pılı pırtıyı) toplamak — gitmek üzere bütün eşyalarını toplamak Dört sene sonra ustası pılıyı pırtıyı toplamış, geldiği memlekete geri dönmüş. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tası tarağı toplamak — 1. tkz. gitmek üzere bütün eşyasını toplamak Büyükada da misafir akınından kaçan ev sahipleri gibi tası tarağı toplamışlar, civardaki dağlara kaçmışlar. R. N. Güntekin 2. her türlü ilişkiyi kesmek üzere hazırlanmak Tası tarağı toplayıp ortalıktan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • başak toplamak — tarlalarda kalmış başakları veya bağlarda dökülmüş meyveleri toplamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bohçasını toplamak — eşyasını toplamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • keli körü toplamak — işe yaramaz kimseleri toplamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alaka çekmek (veya toplamak veya uyandırmak) — ilgi çekmek Bu sahneyi mangalın başında Havva Hanım bize kaç defa tekrar etti, hatırlayamam. Ama her defasında bizde büyük bir alaka uyandırıyordu. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derleyip toplamak (veya toparlamak) — dağınık olan şeyleri bir araya getirip düzenlemek, düzene sokmak Söylediklerini derleyip toparlamak, bir sonuca varmak işi okuyucusuna düşüyor. N. Cumalı Selim çekinerek girdi. Filiz dikişini derleyip topladı, yer gösterdi. O. Rifat …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • parsayı başkası toplamak — bir emeğin karşılığını o emeği çeken değil, başka biri almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kendinde toplamak — kendi üzerinde bulundurmak, kendi varlığı içinde yer almasını sağlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sofrayı kaldırmak (veya toplamak) — yemek yendikten sonra masa, sini vb.ni temizlemek Sofrayı topladıktan sonra yanımıza uğramadı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”