- topluca
- sf.
1) Vücutça biraz dolgun
Topluca bir genç.
2) zf. Toplu olarak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Topluca bir genç.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
cümbül cemaat — topluca, herkez … Beypazari ağzindan sözcükler
müctemian — topluca; toplu olarak … Hukuk Sözlüğü
akın — 1. is., ed. Kazak Kırgız Türklerinin saz şairlerine verdiği ad 2. is. 1) Kalabalık bir şeyin arkası kesilmeyen bir geliş durumunda olması Ada yı bir rençper akını doldurmuştu. S. F. Abasıyanık 2) Düşman topraklarına tedirgin etme, yıldırma, çapul … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağ — 1. is. 1) Bir şeyi başka bir şeye veya birçok şeyi topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne Ayakkabının bağı çözüldü. 2) Sargı Yaramın bağını değiştireceğim. 3) Bağlam, deste, demet Beş bağ ekin,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
düzen — is. 1) Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem 2) Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması 3) Yerleştirme, tertip Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eklemlenmek — le 1) Eklemle birleşmek Kafatasını oluşturan kemikler, oynamayacak biçimde birbirleriyle eklemlenmiştir. 2) e Bir araya getirilmek, topluca bitiştirmek Tümü birbirine eklemlenince irkiltici bir genel görünüm çıkıyor ortaya. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
Eski Dünya — is., öz. Avrupa, Asya ve Afrika ya topluca verilen ad … Çağatay Osmanlı Sözlük
gösteri — is. 1) İlgi, dikkat çekmek için bir topluluk önünde gösterilen beceri veya oyun Uçakların uçuş gösterileri. 2) Bir istek veya karşı görüşün, halkın ilgisini çekecek biçimde topluca ve açıkça yapılması, nümayiş 3) Sinema veya tiyatroda film, oyun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş bıraktırımı — is. İşverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çıkarma kararı, lokavt … Çağatay Osmanlı Sözlük
kılıçlamak — i Kılıçla çok sayıda insanı topluca öldürmek, kılıçtan geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük