- bahane
- is., Far. bahāne
Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep
Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı?
- A. İlhanBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı?
- A. İlhanÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
bahâne — (F.) [ ﻪﻥﺎﻬﺑ ] 1. bahane. 2. sebep … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
BAHANE-CÛ — f. Bahane arayan, fırsat kollayan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bahane etmek — herhangi bir şeyi sebep olarak ileri sürmek Yazmıyor, okumuyor, gözünün ağrısını, parmaklarının ağrısını, romatizmasını bahane ediyordu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
BAHANE — f. Vesile. Sebeb. * Yalandan özür. * Kusur. Noksan. * Garaz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bahane aramak — bir işi yapmamak için sebep aramak Yalnız kalmak için bahaneler arayan sendin. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
bahane bulmak — bir işi yapmak veya yapmamak için sözde sebep göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
Diné Bahaneʼ — (Navajo: Story of the People ), the Navajo creation story, describes the prehistoric emergence of the Navajos, and centers on the area known as the Dinétah, the traditional homeland of the Navajo people. This story forms the basis for the… … Wikipedia
sudan bahane — is. Baştan savma, inandırıcı olmaktan uzak bahane … Çağatay Osmanlı Sözlük
ecel geldi cihana, baş ağrısı bahane — herkesin ölümü için bir sebep vardır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
HÜSN-Ü Bİ-BAHANE — Kusursuz güzellik. Günahsız mâsum güzellik … Yeni Lügat Türkçe Sözlük