bahane bulmak

bahane bulmak
bir işi yapmak veya yapmamak için sözde sebep göstermek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • bahane — is., Far. bahāne Bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep Alışveriş bahanesiyle acaba çıkıp bir dolaşsam mı? A. İlhan Birleşik Sözler sudan bahane Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bahane aramak bahane bulmak bahane etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vesile bulmak — sebep yaratmak, bahane göstermek Bir vesile bulup size takdim edilmek pek kolay bir iş oldu. H. C. Yalçın …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mazeret — is., Ar. maˁẕeret 1) Kendini veya başka birini özürlü göstermek için ileri sürülen sebep, özür, bahane Kabahatime mazeret, haklı sebep aramıyorum. A. Gündüz 2) Bir şeyden kurtulmak veya kaçınmak için ileri sürülen gerekçe, bahane Birleşik Sözler… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulp — is., Rum. 1) Kazan, tencere, fincan, dolap, altın vb.nin tutulacak yeri Heybeden çıkardığı kulpu kopuk küçük bir teneke maşrapa ile su getirdi. O. C. Kaygılı 2) mec. Uydurma sebep, bahane Birleşik Sözler sepetkulpu Atasözü, Deyim ve Birleşik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vesile — is., Ar. vesīle 1) Sebep, bahane Arkadaşlar birer vesile ile dağıldılar ve beni Besim Bey le yalnız bıraktılar. M. Ş. Esendal 2) Elverişli durum, fırsat Muhasebeci, yerden temennalar, gevrek kahkahalar arasında bir vesile ile, kuru üzümden iki… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kulp takmak — bir kimseyi, bir şeyi kusurlu göstermek için bahane, kusur bulmak Başa çıkılmaz kötülerle, her meziyete kulp takarlar. C. Meriç …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • suhremiş — pek kısa olmak; bahane aramaklık, sebeb bulmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”