tutuşmak

tutuşmak
-e
1) Birbirini tutmak, birbirine ilişip dokunmak
2) Bir işe başlamak, girişmek

İki ordu bir harbe daha tutuştular.

- F. R. Atay
3) nsz Yanmaya başlamak, ateş almak

Bu fenerleri birbirine bağlayan çiçekli askılardaki küçük lambalar tutuştu.

- H. C. Yalçın
4) nsz Kızarmak, kızıllaşmak

Karşı dağlarda tutuşmuş gibi gül bahçeleri / Koyu bir kırmızılık gökten ayırmada yeri.

- Y. K. Beyatlı

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • tutuşmak — I,170; II, 88bkz: tütü şmek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • lades tutuşmak — tavuğun lades kemiğini birer ucundan karşılıklı tutup kırarak lades oyununa başlamak Lades tutuşmadık ki her defasında hatırımda diyorsun. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bahse girmek (veya tutuşmak) — görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma yapmak Bu marifetimi bilmeyenlerle bahse girip sırtımdan para kazanan açıkgözler bile oldu. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iddiaya girmek (veya tutuşmak) — karşıt iddialarda bahse girişmek Balkonda yan yana oturmuş, bir yandan tutulan ayı izlerken, bir yandan da iddiaya girmiştik. N. Eray …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanıp tutuşmak — 1) güçlü bir aşk ile sevmek 2) bir şeyi elde etmek için güçlü bir istek duymak Her şeyden önce bir bakanlık koltuğuna kurulmak ihtirasıyla yanıp tutuştuğunu ve oraya varmak için her vasıtayı mübah saydığını sezip anlamamış mıydı? Y. K.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kavgaya girişmek (veya tutuşmak) — kavgaya başlamak Yahu, dedi, ne diyorsun, kavgaya biz de girişiyor muyuz? M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • etekleri tutuşmak — çok telaşlanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iştial etmek — tutuşmak, parlamak, alevlenmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutağlaşmak — tutuşmak, ele geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanmak — nsz, ar 1) Birleşiminde karbon bulunan maddeler, ısı ve ışık yayarak kül durumuna geçip yok olmak Yanan ormanların yerine yeni orman yetiştirilir... Anayasa 2) Ateş durumuna geçmek, tutuşmak Kömür yandı. Ocaktaki odun yandı. 3) Isı, ışık veren… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”