bitmek tükenmek bilmemek — bir türlü sonu gelmemek, eksilmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kandilin yağı tükenmek — hayat sona ermek, ölmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nesli tükenmek — bitmek, tamamen yok olmak, ortadan kalkmak Oralarda nesli tükenmiş sandığımız âşıklar, halkı coşturmak için ozanların kopuzlarını çalıyorlar. O. S. Orhon … Çağatay Osmanlı Sözlük
sabrı taşmak (veya tükenmek) — artık katlanmaz, dayanmaz duruma gelmek, sabrı kalmamak Sabrı tükenmiş olanlardan birkaçı, birden söze başlamak istedilerse de reis izin vermedi. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüreği tükenmek — bir şeyi anlatmak için çok yorulmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tükemek — tükenmek, bitmek; yetmek, kifâyet etmek, III, 270 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
MENFED — Tükenmek, yok olup gitmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NEFD — Tükenmek, bitmek. * Geçici ve fâni olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
bitmek — 1. nsz, er 1) Bitki, tüy, saç vb. şeyler çıkıp yetişmek Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda? F. R. Atay 2) Beklenmedik zamanda ortaya çıkmak Aynı anda sahnenin her yerinde birden bitiyor, bir şarkıcıdan çok bir göz bağcıya benziyordu.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
deve kini — is. Bitip tükenmek bilmeyen kin Bu vaziyeti de görünce büsbütün kızdı, Gülsüm e unutmaz, affetmez bir deve kini bağladı. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük