utanmak — utanmak, I, 199, 291bkz: uwutlanmak … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ar etmek — utanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahcup olmak — utanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ir bolmak — utanmak, I, 36 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
edep etmek — utanmak, sıkılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
hicap duymak (veya etmek) — utanmak Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye. Dadaloğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
teeddüp etmek — utanmak, sıkılmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
utanç duymak — utanmak Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
önüne bakmak — utanmak, utancından cevap vermemek Yeni gelen, birkaç dakika sustuktan, önüne baktıktan sonra birdenbire söylenmeye başladı. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüzü kızarmak — utanmak Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük