utanmak

utanmak
nsz
1) Onursuz sayılacak veya gülünç olacak bir duruma düşmekten üzüntü duymak, korkmak, mahcup olmak

Düğün sofrasında kendisinden başka böyle çatal tutanı göremeyince pek utandı.

- A. Gündüz
2) -den Sıkılmak

Hayır, edebiyattan değil, karşısında şimdiden aczini duyduğum okuyucudan utanıyorum.

- A. Haşim
3) -den Çekinmek

Birbirimizden utanarak karşı karşıya on dakika sustuk.

- Y. Z. Ortaç
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • utanmak — utanmak, I, 199, 291bkz: uwutlanmak …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • ar etmek — utanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mahcup olmak — utanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ir bolmak — utanmak, I, 36 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • edep etmek — utanmak, sıkılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hicap duymak (veya etmek) — utanmak Kalem aldın kaşlarını çatmaya / Hicap ettim adın sual etmeye. Dadaloğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • teeddüp etmek — utanmak, sıkılmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • utanç duymak — utanmak Bundan utanç duyuyor, utanılacak pek az şey yapan birisi olarak da gerginleşiyordu. T. Buğra …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • önüne bakmak — utanmak, utancından cevap vermemek Yeni gelen, birkaç dakika sustuktan, önüne baktıktan sonra birdenbire söylenmeye başladı. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yüzü kızarmak — utanmak Boynundan bir kese çıkardı fakat içine bakmadan ani bir fikirle yüzü kızardı. H. E. Adıvar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”