uzun etek

uzun etek
is., -ği
1) Eteği uzun olan giysi, maksi
2) sf., mec. Şapşal, sallapati

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • etek — is., ği 1) Giysinin belden aşağıda kalan bölümü 2) Bedenin belden aşağısına giyilen, değişik biçimlerde, genellikle kadın giysisi, eteklik Sevim in eteği bir dikene takılıp yırtılmış, beyaz potinleri çamura batmıştı. R. N. Güntekin 3) Giysinin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • uzun — sf. 1) İki ucu arasında fazla uzaklık olan, kısa karşıtı 2) Başlangıcı ile bitimi arasında fazla zaman aralığı olan, çok süren Uzun ince bir yoldayım / Gidiyorum gündüz gece. Âşık Veysel 3) zf. Ayrıntılı, derinlemesine Uzun düşündüğünü unuttuğu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ZİLZİL — (C.: Zelâzil) Uzun etek …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • maksi — sf., Fr. maxi 1) Uzun 2) is. Maksi etek Birleşik Sözler maksi etek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bel — 1. is., Far. bel Toprağı aktarmaya veya işlemeye yarayan, uzun saplı, ayakla basılacak yeri tahta, ucu sivri kürek veya çatal biçiminde bir tarım aracı Birleşik Sözler çatal bel Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller bel bellemek 2. is., anat. 1)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • pervaz — is., Far. pervāz 1) Kapı, pencere vb. yerlerin kenarlarına geçirilen ensiz parça Pencerenin pervazına oturup tekrar gökyüzüne baktım. S. F. Abasıyanık 2) Giysilerin yaka, kol, etek vb. yerlerine veya kumaştan yapılmış diğer eşyaların kenarlarına… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yerleri süpürmek — saç, etek, paça çok uzun olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”