ÜLFET — Alışma, alışkanlık. Birisiyle münasebette bulunmak. Ünsiyet. Ahbablık, dostluk. Huy etme. Görüşme, konuşma.(İnsanları fikren dalâlete atan sebeblerden biri; ülfeti, ilim telâkki etmeleridir. Yâni me lufları olan şeyleri kendilerince mâlum… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ülfet etmek — tanışmak, görüşüp konuşmak, sohbet etmek Kendilerine bir kimse bulunamıyor ki ülfet etsinler. E. E. Talu … Çağatay Osmanlı Sözlük
ülfet — (A.) [ ﺖﻔﻝا ] 1. dostluk. 2. kaynaşma. 3. görüşme, konuşma … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ülfet etmek — 1. dostluk kurmak. 2. kaynaşmak, alışmak. 3. görüşmek, konuşmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
GERM-ÜLFET — f. Görüşmesi hararetli olan, hararetli ve sıkı fıkı görüşen … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MECLİS-İ ÜLFET — Konuşma meclisi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MULİF — (Ülfet. den) Alışık, alışmış. Ülfet etmi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜ'TELİF — (Ülfet. den) Alışan, ülfet eden, alışık. * Uygun, muvafık, denk … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MÜTEELLİF — (Ülfet. den) Alışmış, alışkın. Ülfet peyda eden … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İLAF — Ülfet etmek. Alıştırmak. Ülfet ettirmek. * Bir adedi bine çıkarmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük