varmak

varmak
-e, -ır
1) Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak

Köye akşama doğru ancak varabildim.

- S. F. Abasıyanık
2) Belli bir duruma veya düzeye gelmek

Yaşı elliye vardı. O şimdi yolun yarısına varmıştı.

3) Hoş olmayan bir sona ermek

Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun.

- P. Safa
4) Bir şeyi iyice anlamak veya duymak

Tadına varmak. Sırrına varmak.

5) -i Acımadan, çekinmeden yapmak

Eli varmak. Dili varmak.

6) Kadın, evlenmek

Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.

- A. M. Dranas
7) Bir durumdan başka duruma geçmek

Secdeye varmak. Uykuya varmak.

Birleşik Sözler
Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • düşünceye varmak — bir görüşe veya karara varmak, bir inanca ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • anlaşmaya varmak — bir konuda birisiyle anlaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bilincine varmak — anlamak, kavramak İnsanın herhangi bir araçla ne yaşadığının bilincine varmasının bir doyum ve haz kaynağı olduğu unutulmamalıdır. A. Cemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • künhüne varmak — (bir şeyin) bir şeyin özünü, aslını anlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanıya varmak — belli bir kanı edinmiş olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • secdeye varmak (veya kapanmak) — secde etmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yargıya varmak — karşılaştırma ve değerlendirme yaparak bir sonuca ulaşmak, anlam vermek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sevincinden ağzı kulaklarına varmak — çok sevinmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • görüş birliğine varmak — farklı görüş ve düşüncelerden sonra aynı görüş ve düşünceye ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kocaya varmak — kız, kadın evlenmek On üç yaşındayken altmış altı yaşında bir kocaya vardığı için izdivaç denen şeyden nefret etmişti. Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”