vasıta

vasıta
is., Ar. vāsiṭa
1) Araç

Millî birlik duygusunu mütemadiyen ve her türlü vasıta ve tedbirlerle besleyerek geliştirmek millî ülkümüzdür.

- Atatürk
2) Aracı

Geçim bakımından da aynı yolu tutanlar vardır; memur kayırmak, mümkünse vasıta olmak suretiyle!

- R. H. Karay
3) Aracılık
4) Taşıt
Birleşik Sözler

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • vasıta hâli — is., dbl. Adın belirttiği nesnenin vasıta olarak kullanıldığını, fiile vasıta olduğunu belirtmek için kullanılan hâl Hilmi Ağa, teknesiyle yorgana vurdu bir tarafa fırlattı. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • vasita — वसित …   Indonesian dictionary

  • vāsita — वासित …   Indonesian dictionary

  • vāṡita — वाशित …   Indonesian dictionary

  • vāṡitā — वाशिता …   Indonesian dictionary

  • vâsıta — (A.) [ ﻪﻄﺱاو ] 1. aracı. 2. araç, alet …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • VÂSITA — İki şeyi birbirine ulaştıran. * Aracı. Arada bulunan. Vasıtalık eden …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • vāṡitā-gṛishṭi — वाशितागृष्टि …   Indonesian dictionary

  • VÂSITA-İ NECAT — Necat vasıtası. Kurtuluşa sebep …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ağır vasıta — is. Motoru ağır yük veya birden fazla römork taşımak amacıyla güçlendirilmiş kamyon, tır vb., ağır araç Birleşik Sözler ağır vasıta ehliyeti …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”