- vazifeli
- sf.
1) Ödevli2) Görevli
Bu sırada vazifeli polisler, şehrin her köşesinde işbaşında idiler.
- H. Taner
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Bu sırada vazifeli polisler, şehrin her köşesinde işbaşında idiler.
- H. TanerÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
MUVAZZAF — Vazifeli. Bir işle meşgul. * İlk yapılan askerlik hizmeti … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUVAZZAFAN — Vazifeli olarak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
görevli — sf. 1) Görevi olan, vazifeli Herkesi kendisine hizmetle görevli sanırdı. Ç. Altan 2) is. Resmî görevi olan kimse, memur Birleşik Sözler araştırma görevlisi güvenlik görevlisi kamu görevlisi koruma görevlisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ödevli — sf. Ödev yüklenmiş, olan, vazifeli … Çağatay Osmanlı Sözlük
AJAN — Fr. Bir şahsın, bir şirketin veya bir devletin bazı işlerini gören kimse. * Gizli vazifeli olan kişi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ATAŞE — Fr. Elçiliklerde vazifeli memur … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AYİNEDAR — f. Ayna tutan. * Eskiden, bir büyük adamın giyinirken aynasını tutmakla vazifeli hizmetçi. * Berber … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
BIRTIL — (C.: Berâtıl) Rüşvet. * Meşru olmayarak, kanunen bir iş gördürmek için vazifeli olan kimseye rüşvet olarak verilen şey ki, para vesair menfaatlardır … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CELLAD — İdama mahkûm olanları idam etmeğe vazifeli olan adam. * Mc: Merhametsiz … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CEMAAT-İ HADEME-İ EHL — İ H Tar: Saray işlerini yapmakla vazifelendirilmiş sanatkârlar zümresi CEMAAT I MÜCELLİDÂN I HÂS Tar: Saraydaki kitabları ciltlemekle vazifeli sanatkârlar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük