- yakmak
- 1. nsz, -ar
Kına, yakı vb.ni koymak, sürmek2. -i, -ar
Kına yakmak. Yakı yakmak.
1) Yanmasını sağlamak veya yanmasına yol açmak, tutuşturmakKendi sigarası için yaktığı kibriti bana uzattı.
- F. R. Atay2) Ateşle yok etmekÇöpleri yakmak.
3) Işık vermesini sağlamakMavi ışıklı ispirto lambalarını yakarlar.
- S. F. Abasıyanık4) Isı etkisiyle bozmakEteği ütülerken yaktı.
5) Keskin, sert ve ısırıcı bir duyum vermekBiber ağzı yakar.
6) Yanıyormuş gibi bir etki yapmakHekime daima şarabın midelerini yaktığından bahsederler.
- F. R. Atay7) Kurutmak, zarar vermekFırtına ekinleri yakmıştı.
- S. F. Abasıyanık8) nsz Çok sıcak olmakBugün güneş yakıyor.
9) KarartmakGüneşte vücudunu yaktı.
10) Çok üşütmekSoğuk rüzgâr insanın yüzünü yakıyor.
11) AcıtmakCanını yakmak.
12) mec. Silahla vurmak13) mec. Yıkıma, zarara yol açmak, büyük bir zarara uğratmak, mahvetmekGözü mavi, boyu kısa, kendi muhacir olmasın. Ne olursa olsun makbulüm. Aman bu üçüne dikkat et. Beni yakma.
- Ö. Seyfettin14) mec. Güçlü sevgi uyandırmakAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller3. nsz, -arTürkü, ağıt vb. düzenlemek, bestelemek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.