- yanık
- sf., -ğı
1) Yanmış olan
Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu.
- R. Enis2) Rengi koyulaşmışKocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız.
- S. F. Abasıyanık3) Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavrukYanık bir çocuk.
4) Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan5) is. Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan izElimdeki yanık iyi oldu. Halıdaki yanığı ördürmeli.
6) mec. Bıkkın, üzüntülü, dertli7) mec. Duygulu, dokunaklı, acılı, etkiliAşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde.
- C. S. TarancıBirleşik SözlerAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.