yaranmak — yaranmak, yaltaklık etmek; koşakta koşturularak alıştırılmak, I, 394; II I, 20, 83 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
yalakalık etmek — yaranmak amacıyla aşırı derecede dalkavukluk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bu türlü — zf. Böyle, bu biçimde Bu türlü konuşanlar, bazı güçlü kişilere yaranmak çabası içindedirler. N. Cumalı … Çağatay Osmanlı Sözlük
dalkavuk — is., ğu 1) Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, şaklaban, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak Bunları yaparken hiçbir zaman kendini dalkavuk vaziyetine düşürmez. R. N. Güntekin 2) tar.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kasideci — is., esk. 1) Kaside yazan şair 2) mec. Birine yaranmak amacıyla aşırı övgüde bulunan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavukçu — is., esk. 1) Kavuk yapan veya satan kimse 2) mec. Birine yaranmak için onun söz veya davranışlarını uygun bulan, onaylayan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
koltuklama — is. 1) Koltuklamak işi 2) Yaranmak için birine söylenen övücü söz, kompliman … Çağatay Osmanlı Sözlük
peşkeş — is., esk., Far. pīşkeş Yaranmak amacıyla uygunsuz olarak verilen şey Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller peşkeş çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yalakalık — is., ğı Yaranmak amacıyla aşırı derecede övgüde bulunma işi Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller yalakalık etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaranma — is. Yaranmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük