- yatmak
- nsz, -ar
1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak
Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak.
- N. Hikmet2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmekRüzgârdan bütün ekinler yattı. Gemi sağa yattı.
4) Hastalık sebebiyle yatakta kalmakGün geçmeden bronşiti, çarpıntısı tutar; yatak yorgan yatar.
- S. M. Alus5) Geceyi geçirmek üzere bir yerde kalmakBu gece nerede yatacağız?
Tavuk pazarındaki handa yatmakta devam ediyor.
- M. Ş. Esendal6) Boş yere beklemekMallar depoda yatıyor.
7) İşlemez, çalışmaz durumda kalmakGemi limanda yatıyor.
8) Bir özellik kazanmak için bir şeyin içinde beklemekTurşu sirkede yatıyor.
9) Belli bir süreyi cezaevinde geçirmek10) Ölü gömülmüş olmakMezarlık servilerinin altında ninelerim, teyzelerim yatarlardı.
- Halikarnas Balıkçısı11) Düz bir duruma gelmek, düzleşmekKumaş iyice ütülenince yattı.
12) -le Cinsel ilişkide bulunmak13) Bir düşünceyi veya bir öneriyi benimsemek, razı olmak14) Heves etmek, eğilmekÇalı süpürgelerinin kırmızı çiçeklerindeki bal kokusuna yatmışlardı.
- S. F. Abasıyanık15) mec. Bulunmak, var olmakHer ayrıcalık hevesinin kökeninde bir kompleks, bir göstermecilik duygusu yattığı görülür.
- H. Taner16) tkz. Olumsuz veya başarısız bir sonuç almakTakım bu sezon yattı.
17) hlk. İşsiz kalmak, çalışmamakBirleşik Sözler- çekyatAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.