yazı — 1. is., hlk. Düz yer, ova, kır Birleşik Sözler yazı yaban 2. is. 1) Düşüncenin belli işaretlerle tespit edilmesi, yazma işi Türklerde yazının kullanılması eskidir. 2) Alfabe Türk yazısı. Arap yazısı. Nota yazısı 3) Harfleri yazma biçimi İnci gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
iş — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Taner Akçam — Altuğ Taner Akçam (born October 23 1953) is a Turkish historian and sociologist. He is one of the first Turkish academics to acknowledge and openly discuss the Armenian Genocide. [cite web url=http://www.zoryaninstitute.org/Announcements/announcem… … Wikipedia
müdür — is., Ar. mudīr 1) İdare eden, yöneten Yazı işleri müdürleri böyle öyküler istiyorlar. N. Cumalı 2) Başöğretmen 3) Yönetmen Birleşik Sözler müdür muavini müdür yardımcısı başmüdür genel müdür … Çağatay Osmanlı Sözlük
yazıcı — is. 1) Bilgisayarda hazırlanan metnin yazılı sayfa hâlinde dökümünü veren araç 2) Yazar Bazı gazete ve mecmuaların yazıcılarına fazla para verdiğinden şikâyet ediliyor. O. V. Kanık 3) ask. Orduda yazı işleri ile uğraşan er veya erbaş 4) sin. Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağlamak — i, e 1) Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak Gemiyi iskeleye bağlamak. 2) Düğümlemek İpi ipe bağlamak. 3) i Yara ilaç koyup bezle sarmak Yarayı bağlamak. 4) i Denk yapmak, paket yapmak Yatakları bağlamak. Eşyayı bağlamak. 5) nsz Oluşmak,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saklı — sf. 1) Saklanmış olan Saklı, gizli demektir; sır manasına da gelir. R. H. Karay 2) Elde tutulan, mahfuz Her hakkı saklıdır. 3) Gizli bir yere konarak kaybolması veya çalınması önlenen 4) Başkalarından gizlenen, gizli tutulan, hafi Birbirlerinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük