- yelken kulak
- sf., -ğı
Yelken kulaklı
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yelken — is., den. 1) Rüzgâr gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş veya şeritlerin tümü Rıhtıma kurumak üzere yelkenler serilmişti. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulak — 1. is., ğı, anat. 1) Başın her iki yanında bulunan işitme organı Kulaklarımın uğultusu içinde, söylediği lakırtıların hiçbirini duymuyordum. H. C. Yalçın 2) anat. Bu organın, sesleri toplayıp içeriye almaya yarayan dış bölümü Elleriyle… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bez — 1. is., biy., Ar. beyz İçinden geçen kandan veya öz sudan bazı maddeler ayırarak salgı oluşturan organ Tükürük bezleri. Pankreas bezi. Birleşik Sözler bez tüyler böbrek üstü bezi dil altı bezleri er bezi iç salgı bezi … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulaklı — sf. 1) Kulağı herhangi bir biçimde olan Küçük kulaklı. 2) Kulağa benzer çıkıntısı olan 3) is. Sapının ucunda kulak biçiminde iki geniş çatalı bulunan bir çeşit yatağan 4) is. İki tarafında tutulacak yeri olan yayvan tencere, kazan Birleşik Sözler … Çağatay Osmanlı Sözlük