yetme
Look at other dictionaries:
yeni yetme — sf. Ergen Oğuz töresini yeni yetmelerimizin kulağına iyice koyun. N. Araz … Çağatay Osmanlı Sözlük
ergen — sf. 1) Döl verebilecek duruma gelmiş olan, erin, yeni yetme, akil baliğ, baliğ 2) Henüz evlenmemiş, bekâr Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ergen gözüyle kız alma, gece gözüyle bez alma ergen olmak ergene karı boşamak kolay … Çağatay Osmanlı Sözlük
kifayet — is., Ar. kifāyet 1) Yeterli miktarda olma, yetme, kâfi gelme 2) Bir işi yapabilecek yetenekte olma, yeterlik, liyakat, iktidar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kifayet etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yeni — sf. 1) Kullanılmamış olan, eski karşıtı Yeni giysi. Yeni ayakkabı. 2) Oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan Yeni haber. Yeni moda. 3) En son edinilen Yeni eve taşındık. 4) İşe henüz başlamış Yeni öğrenci. Yeni asker. 5) O güne kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gılmân — (A.) [ نﺎﻤﻠﻏ ] 1. köle. 2. genç, yeni yetme … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
BA' — Kulaç. * Erişme. * Yetme. * Kuvvet, kudret, beceriklilik. * şeref, kerem. * Vergili, verimli olma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kifayet — (kifâyet): kâfi olma; yetme; yetişme; yeterli olma; yeterlilik … Hukuk Sözlüğü