- yumurtlamak
- nsz
1) Tavuk, kuş, balık vb. yumurta yapmak
Tavuk yumurtladı.
2) mec. Uydurup söylemek veya söylenmemesi gereken şeyi açığa vurmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Tavuk yumurtladı.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
cevahir yumurtlamak — tkz. cevher yumurtlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevher yumurtlamak — tkz. değerli sözler söylediğini sanarak saçmalamak Sofrada biraz fazla kaçırdığı şarabın ateşiyle daha saatlerce cevherler yumurtlayacaktı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevahir — is., ç., Ar. cevāhir Elmas, yakut vb. değerli taşlar, mücevher Bunların bazısının cevahirle süslenmiş mineli kapakları bulunur. A. Ş. Hisar Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cevahir yumurtlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevher — is., Ar. cevher 1) Bir şeyin özü, maya, gevher Şu kuvvetin, cevherin sırrını öğrenmek için soruyorum. S. F. Abasıyanık 2) Değerli süs taşı, mücevher 3) mec. İyi yetenek Avrupa aristokratı, cevheri tükenmeye yüz tutmuş bir insandır. P. Safa 4) fel … Çağatay Osmanlı Sözlük
yumurtlama — is. Yumurtlamak işi Birleşik Sözler yumurtlama mevsimi … Çağatay Osmanlı Sözlük
yuva — is. 1) Kuşların ve başka hayvanların barınmak, yumurtlamak, kuluçkaya yatmak, yavrularını büyütmek veya yavrulamak için türlü şeylerden yaptıkları ve türlü biçimlerde hazırladıkları barınak O zamanlar ... mezarlıkların serviliklerine gizlenen… … Çağatay Osmanlı Sözlük