- yüksek fiyat
- is.
Değerinden fazla olan fiyat
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
fiyat — is., Ar. fīˀāt 1) Alım veya satımda bir şeyin para karşılığındaki değeri, eder, paha Birkaç ev döşettiğim için mobilya fiyatlarından pek iyi anlarım. Ö. Seyfettin 2) ekon. Bir mal veya iş gücü için uygun görülen para karşılığı 3) ekon. Bir değer… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüksek — sf., ği 1) Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan ... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı. Ö. Seyfettin 2) Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor. H. Taner 3) Güçlü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
astronomik fiyat — is. Çok yüksek fiyat … Çağatay Osmanlı Sözlük
astronomik — sf., ği, gök b., Fr. astronomique 1) Gök bilimsel 2) mec. Aşırı, çok yüksek, çok veya aşırı fazla Birleşik Sözler astronomik fiyat astronomik rakam … Çağatay Osmanlı Sözlük
binmek — e, er 1) Yüksek bir şeyin veya bir hayvanın üstüne çıkıp ayaklarını sallandırarak oturmak Belki de atlara binerek dolaşırız. R. H. Karay 2) Bir yere gitmek için tren, vapur, uçak, otomobil vb. bir taşıtta yer almak Vapurlara, trenlere ihtiyarları … Çağatay Osmanlı Sözlük
pahalılık — is., ğı 1) Bir şeyin fiyatının yüksek olması durumu veya pahalı olma durumu 2) Fiyatların genel olarak yükselmesi, fiyat artışı Bu pahalılıkta hâlimiz ne olacak? Birleşik Sözler hayat pahalılığı … Çağatay Osmanlı Sözlük
rayiç — is., ci, Ar. rāyic Bir para biriminin veya malın satış ve sürüm değeri Türk lirasının rayicinin en yüksek olduğu bir dönemden söz ediyorum. H. Taner Birleşik Sözler rayiç bedel rayiç fiyat … Çağatay Osmanlı Sözlük
tavan — is. 1) Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı Başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi. H. Taner 2) mec. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat Yükseköğrenim… … Çağatay Osmanlı Sözlük