- zata mahsus
- sf.
Kişiye özel
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
mahsus — 1. sf., esk., Ar. maḥsūs 1) Duyulan, anlaşılan, hissedilen 2) Belli, ortada, aşikâr 2. sf., Ar. maḫṣūṣ 1) Özgü Her sanata mahsus aletler vardır. Bize de böyle bir şeyler lazım... H. R. Gürpınar 2) Biri veya bir şey için ayrılmış, münhasır Vatan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
TENEZZÜH-Ü ZÂTÎ — Zata mahsus tenezzüh. Yani zatının bütün noksan sıfatlardan, kusurlardan temiz ve uzak oluşu.(Zât ı Vâcib ül Vücud un vücub u vücuduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğna i zâtîsine ve gınâ i mutlakına muvafık bir surette ve kemâl i… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SIFAT-I AYNİYE — Sadece zâta mahsus olan sıfat. Zatî sıfat. Lafza i Celalin sadece Cenab ı Vâcib ül Vücud olan Rabbimize mahsus olması gibi. (Bak: Sıfât ı selbiye ve Sıfât ı sübutiye … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
zat — is., Ar. ẕāt 1) Kimse, kişi Tanıdıklarımdan bir zat, meyveleri hiç sevmez. A. Haşim 2) esk. Kendi, öz Evvelki gün gelen kadın sizi istiyor, zatınızla konuşacakmış. S. M. Alus Birleşik Sözler zata mahsus zatıalileri zatıaliniz zat işleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
FAZİLET — Değer. Meziyet, iyilik, ilim ve iman, irfan itibarı ile olan yüksek derece. Dinî ve ahlâkî vazifelere riayet derecesi. Fazl ve hüner cihetiyle olan yüksek derece. Bir şeyin başka şeylerden cemal ve kemal ve fayda cihetiyle üstünlüğü, müreccah… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TÜRBE — Mezar üzerine yapılan yapı. Mezar. Ölmüş büyük zâta mahsus mezar … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ZÂTİYYAT — şahsiyetler. Zâta mahsus işler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ALEM-İ ZÂTÎ — Zata âit isim, zatına âit işâret, zâtına mahsus alâmet, delil.(Evet, Zât ı Akdes in alem i zâtîsi ve en âzamî ismi olan Lafzullahtan sonra en âzam ismi olan Rahman, rızka bakar. Ve rızıktaki şükür ile ona yetişilir. Hem Rahman ın en zâhir mânası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük